allcoaches wrote:Birçok kişiye uymayacagini düşündüğüm halde düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Şahsen maç kazanıp kaybetmek yada şampiyonluk son seçimden bu yana pek umrumda değil benim.
En merak ettiğim nokta Fenerbahçe'nin bundan sonra nasıl yönetileceği ve o seçimin yapıldığı gün Fenerbahçe gibi tek yürek bir camianın ruhuna büyük zarar verdiğine inandığım saygısız tavırların ileride nelere mal olacağı idi.
Gelelim o günlerden bugünlere...
Aykut Kocaman'ın gönderilişi, ersun ve Erol'un gelişi..Bunlar sosyal medya ve belirli bir taraftar grubunun istekleri doğrultusunda yapılan hamlelerdi. Bir kere bu durum camiayı ister istemez böler. Neden? Ben seçilmiş olanın cesurca, özgürce karar almasını isterim. Ve bunun arkasında dururum. Onun etki altında kaldığını hissedersem, gün gelir bende yönetimi kendi düşüncelerim doğrultusunda etkim altına almak isterim, nihayetinde bölünürüz..
He kendi istekleri ile adam getirmediler mi getirdiler. Kimi? Cocu'yu? Maalesef bariz bir yanlıştı ve başarısız oldu. Ama en azından kendi iradeleri ile yaptılar bunu.
Fenerbahçe ve Kadıköy'ün ayrı bir ruhu vardı. Ve bu ruhu oluşturan unsurlar vardı. Güçlü bir yönetim, arkasında da tek vücut bir camia.
Fakat bana göre Serdar, Tolgay, Sosa, Caner, Ersun ve bunlar gibi nisbeten kafa rakiplerimizden gelen oyuncular, antrenörlerle, Fenerbahçe ile ilgili abuk subuk paylaşımları olmuş olan yöneticiler var olduğu müddetçe o bahsettiğim ruh yakalanamaz...
Artı bunların üstüne 20 yıllık derbi serisi bittiğinde başkanın çıkıp "belki de iyi oldu, üzerimizde baskı yaratıyordu" diyorsa, o mücadele ruhu değişmese şaşırırım ben...
Şimdi bugün hocaya, yarın oyuncuya sallıyoruz.. 3 yıldır Fenerbahçe'de aynı muhabbet. Erol'un koltuğu sallandığı anda Almanya'dan Daum twit atıyor. Almanya'dan bakanlar bile bizim yönetim anlayışımızı çözmüşler. Asıl sıkıntımızın neyi, neye göre yaptığımız olduğunu düşünüyorum.
Fenerbahçe'de inanç, başkanın en sıkıntılı dönemde bile gs derbisi öncesinde, kameraların karşısına geçip "biz kazanicaz, başka ihtimal yok" demesiydi eskiden. Bunu oyuncu da, hoca da izliyor. Hadi bu inanç ve sorumluluk sahaya yansımasında görelim. Şimdilerde bu Volkan Demirel'i FB TV de konuşturmakla sağlanmaya çalışılıyor. Tutar mı öncekinin yerini...
Bana göre o hoca gelmiş, bu oyuncu gitmiş farketmez bu dönemde. Bu sene şampiyon olsak da değişmeyecek yukarıda yazdıklarım. Nacizane düşüncelerimi paylaşmak istedim. Uzun oldu biraz kusuruma bakmayın. Herkesin düşüncesine saygılarımla...
Hoca değişikliği bencede çözüm değil ..çünkü gelen hiç bir antrenor baba antrenör değilse de çocukta değiller yanlısı başka yerde aramak lazım.(erol hocadan mennun olmamama rağmen) diğer yerlerde aramali sebebi çünkü en kolayı adam gönderip almak..dediğin konularin etkisi muhakkak vardır ki ilk yanlış Aykut hocayı göndermek idi.hic bir değişimden uzak değilim her değişim olabilir diyorum ama şu var her gün ileriye gidiyor muyuz geriye mi gidiyoruz..çok iç açıcı olmasada belki diyorum buna ve yeni bir adım olarak Ali Koç un tekrar seçilip oğuz Rıdvan gibi isimleri yönetime almasıve artık eski dineldiklerini daha az dinlemesi .
Şampiyonluk vs bende önemsiyorum ama eğer şu ki Atilla gibi mücadele eden takım olunca önemli değil bu..ruhsuz olunca değil..bu sene UEFA'ya git üst tura çık bir tür atla 4 tane 23 yaşında oyuncun olsun vs .. şampiyonluk gelmesede olur ama bu sezon yani forvetler kalitesiz dioruz mesela ki doğru ama Ersun hoca olsa begleri öyle bir içeri sokacak taktik yapar bişi yapar o topu oraya bı şekilde getirirdi diyorum mesela forvet kötü tamam ama o topun ceza sahasına girmesi sadece forvetlede olmuyor ..velhasıl daldan dala gittim gibi sonuç Sivas otel :)
Hakem vs konularını sevmesemde ki hakem konusunda herkes gibi düz bakmıyorum olaya.. yine de suçu önce bize atıyorum..bin sorun var takım da böyle olmamalıydi mücadele..neyse artık zaman geçicek gorucegiz